Türkiyenin İlk Ve Tek TWİLİGHT Fanı
Twilight Fanımıza Hoşgeldiniz.Moderatör Alımlarımız Vardır.Daha Kaliteli Bir Hizmetten Yararlanmak İçin Üye Olunuz=]
Türkiyenin İlk Ve Tek TWİLİGHT Fanı
Twilight Fanımıza Hoşgeldiniz.Moderatör Alımlarımız Vardır.Daha Kaliteli Bir Hizmetten Yararlanmak İçin Üye Olunuz=]
Türkiyenin İlk Ve Tek TWİLİGHT Fanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Türkiyenin İlk Ve Tek TWİLİGHT Fanı

Türkiyenin İlk Twilight Fanına Hoşgeldiniz.İyi Vakit Geçirmeniz Dileğiyle=)=)
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Nihat Kahveci'nin Açıklaması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
*~Rapcy~*
Üst Düzey Admin
Üst Düzey Admin
*~Rapcy~*


Kadın
Mesaj Sayısı : 360
Yaş : 29
Nerden : Çarşı'dan
Rep : 461
Kayıt tarihi : 07/03/09

Nihat Kahveci'nin Açıklaması Empty
MesajKonu: Nihat Kahveci'nin Açıklaması   Nihat Kahveci'nin Açıklaması Icon_minitimePtsi Eyl. 07, 2009 5:45 pm

Golleriyle hafızalarımıza kazınan, efendiliğiyle
gönlümüzü fetheden, Avrupa’daki başarılarıyla gurur duyduğumuz,
Beşiktaşlılığıyla bağrımıza bastığımız Nihat Kahveci yuvaya döndü... Ve
tabii ki Beşiktaş Dergisi olarak soluğu yıldız futbolcumuzun yanında
aldık ve onun hakkında tüm merak edilenleri konuştuk...

Sezon
başında özlemle beklediğimiz transferlerden biri gerçekleşti
Siyah-Beyazlı formamıza... Altyapımızda yetişen ve kısa süre içinde A
Takım formasını sırtına geçirdiği gibi gollerini sıralayarak kalbimizde
ayrı bir yer edinen futbolcularımızdan biriydi bu isim... Avrupa’ya
gittikten sonra kazandığı başarılarla yuvasına dönen Nihat Kahveci...
Ve bu dönüşün hatrına Nihat’ı, keyifli sohbetiyle beraber dergimize
konuk ettik...

Öncelikle Beşiktaş’taki ilk döneminden bahsedersek bu çatı altına girmeni dönüm noktası olarak görüyor musun?
Tabii
ki öyle görüyorum. PAF Takım’a geldim ve ikinci senemde kendimi direkt
olarak A Takım’da buldum. Benim hayatımda her şey çok çabuk değişti
diyebilirim o dönemde. Lise 1’de Esenlerspor’a giderek futbola
başlamıştım ve bu geç sayılabilecek bir yaştı. Beşiktaş’a gelmeseydim
herhalde eğitimime devam ederdim ve hayat beni bir yöne doğru
götürürdü. Ama Beşiktaş’la tanıştığım ve futbolcu olduğum için çok
mutluyum.

Kısa sürede Beşiktaş formasıyla özdeşleşen bir
futbolcu oldun. Tribünlerimiz seni hep sevdi. O günlere dair neler
söyleyebilirsin?
Altyapıyı saymazsak Beşiktaş’ta 3.5 sene boyunca
oynadım. Doğruyu söylemek gerekirse bu çok uzun bir dönem değildi ve bu
kısa dönemde sevilmek gerçekten gurur verici. Çünkü Beşiktaş büyük bir
camia... Yurtdışına gittiğimde de, ülkeme geldiğim zamanlarda da hep
“Beşiktaşlı Nihat” olarak anıldım. Bu yüzden çok mutluyum ve şimdi de
yuvama dönüş yaptım.

Geldikten sonra İnönü Stadı’ndaki ilk maçına Antalyaspor karşısında çıktın... O andaki duyguların nasıldı?
İnönü
Stadı’na İspanya’da oynadığım dönemde de çıktım ama Milli Takım
formasıyla. Beşiktaş formasıyla sekiz yıl aradan sonra ilk kez o sahada
olmak gerçekten çok heyecan vericiydi. Bunun yanında ilk defa ilk
onbirde yer almak ve maçtan galip gelmemiz de mutluluğumu artırdı.
Tribünler boş olmasına rağmen inanılmaz bir heyecan vardı içimde.

Peki tribünlerimizin dolu olduğu ilk maçla ilgili neler hayal ediyorsun?
Stadın
o hali zaten yıkılıyor. Beşiktaş taraftarı hakkında konuşmaya gerek
yok. Burada ve yurtdışında kiminle konuşursanız neyin ne olduğunu
biliyorlar tribünlerimizle ilgili. Coşkulu ve 90 dakika boyunca
takımına destek veren taraftarlarımız var. O anı heyecanla bekliyorum.
Tabii orada kaç maç oynarsam oynayayım her zaman bir heyecan olacak
içimde...

Senin futbolculuğunun yanında takdir edilen bir
özelliğin daha var ki bunca ilgiye ve başarıya rağmen duruşunu hiç
bozmaman. Kime sorarsak “Nihat iyi insandır” derler...
“İyi
futbolcu” denilmesi çok önemli ama benim için “iyi insan” denilmesi
daha önemli. Çünkü futbol kısa bir dönem. Bitiyor ve yeri geliyor
unutuluyoruz. Daha sonra yapmış olduklarımıza göre gündemde belki
kalıyoruz belki kalmıyoruz. Ama iyi insan olunca ömür boyu
hatırlanırsınız. Benim hakkımda da böyle deniliyorsa ne mutlu bana.
Demek ki istediğimi elde etmişim.

Beşiktaş formasıyla geçirdiğin
3.5 sezon boyunca 118 lig maçında 27 gol, Türkiye Kupası’nda 16 maçta 3
gol, Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda 1 maçta 1 gol, 36 özel maçta da 6 gol
kaydettin. Bu dönemdeki başarını hangi faktörlere bağlıyorsun?
Üstüne
üstlük kanat oynuyordum o dönemde. Sahaya çıktığımda her maçı final
olarak gördüm. Elimden geldiğince iyi işler yapmaya çalıştım. Hala da
öyledir. Dünümü iyi de olsa, kötü de olsa unuturum. Çünkü biz
futbolcular yarını düşünerek, bugünümüzle yaşıyoruz. Bu mantaliteyle bu
yaşıma kadar geldim ve başarılı oldum. Tabii istatistikler güzel ama
hedefim bunları devam ettirmek. Ayrıca önemli olan Beşiktaş’ın galip
gelmesidir. Böyle olduğu sürece ben mutlu olacağım.

Avrupa’ya
gidişine gelirsek... Öncelikle burukluk yaşayıp yaşamadığını öğrenmek
istiyorum. Her ne kadar her futbolcunun hayali olsa da bu kadar sevilen
bir futbolcuyken ciddi bir karardı çünkü...
Aslında ilk başlarda
istemiyordum. Çünkü gideceğim takımın ligdeki durumu o kadar iyi
değildi. Ligden düşebilirdi ve “Nihat Kahveci” diye biri olmayabilirdi.
Ancak o dönemki şartlarda gitmem gerektiğini düşündüm. Şu anda da “İyi
ki gitmişim” diyorum. Yeni bir kültür, lisan, yer... Hayatı
zorluklarıyla ve kolaylıklarıyla daha iyi öğrendim.

Dünyanın en
önemli liglerinden birinin oynandığı İspanya’daki ilk tecrüben olan
Real Sociedad dönemini nasıl değerlendiriyorsun? Birçok Türk futbolcu
Avrupa’ya gidip geri döndü ama sen istikrarlı bir şekilde başarılarına
devam ettin...
Evet, o dönemde geri dönenler nedeniyle Türk
futbolcusuna bakış açısı iyi değildi. Ben de onun ezikliğini yaşadım.
1-0 mağlup başladım diyebilirim. Ama çok şükür sahada her şey yolunda
gidince o izlenimler silindi ve sekiz sene nasıl geçti anlamadım bile.
Ve sakatlıkları çıkardığımızda oynadığım her dönem saha içinde ve
dışında çok iyi geçti. Tabii ki başarılı olmamdaki pay sahiplerinden
biri eşimin benimle gelmesiydi. Yalnız olmak zor olurdu ve o bana her
şeyiyle destek oldu. Çok önemliydi benim için.

Real Sociedad’ta Kovacevic ile iyi bir ikili oluşturdun. Şimdiye kadar oynadığın en iyi forvet olarak bu ismi verebilir misin?
Onunla
4.5 sene birlikte oynadık ve inanılmaz sezonlar yaşadık. Takım olarak
da çok iyiydik. Ve gördüğüm kadarıyla Türkiye’de de hala bu
konuşuluyor. Birlikte 100’ü aşkın gol attık. Güzel bir ikili olduk.

İlk
senende La Gazetta Della Sport tarafından Avrupa’nın en tehlikeli 20
golcüsü arasında gösterildin. Dünyaca ünlü yıldız Zamorano senin için
“Topu ayağına her aldığında dinamit gibi patlamaya hazırlanıyor” dedi.
Avrupa’da bu kadar kısa zamanda göze girmek herkese nasip olmaz...

İspanya
gibi bir ligde o kadar çok gol atınca göz önüne çıkıyorsunuz doğal
olarak. Orada “El Turko” olarak çağrılıyordum. Başarılı olmam Türkiye
açısından da önemli oldu.

İkinci sezonunda attığın 23 golle
takımının lig ikinciliğinde büyük pay sahibi oldun... Peki esas çıkışın
olarak bunu gösterebilir miyiz?
Tabii devre arasında gittiğim için
bir adaptasyon süreci geçirdim. Ama ikinci sene gerçek bir çıkış
yakaladım. Bir puanla İspanya Ligi’nde şampiyonluğu kaçırdık. Gerçekten
bu kolay bir iş değil.

2004 yılında “yılın futbolcusu” seçildin. Yabancısı olduğun bir ligde bunu yaşamak nasıl bir duyguydu?
Gurur
verici. Ama biz sevincimizi doya doya yaşayamıyoruz. Tabii ki çok mutlu
oldum ama sahada olan insanların sevinci, dışında olanlara göre daha
kısa sürüyor. Çünkü hep yeni bir hedefiniz oluyor. Dışardan baktığımda
ben de kendime “Helal olsun” desem de önemli olan bugün de iyi anılmak.

Tıpkı
Beşiktaş’ta olduğu gibi Real Sociedad taraftarlarıyla da özdeşleştin.
Geçirdiğin ciddi sakatlığa rağmen Diario Vasco gazetesinin düzenlediği
ankete akın ettiler. Yüzde 94.5 oranında takımda kalmanı istediler ve
seni tarihlerinin en iyi yabancı oyuncusu ilan ettiler. Onlarla olan
ilişkini anlatır mısın?
Benden önce oynayan Tayfun Abi’yi de çok
seviyorlardı. Ama ben oynadığım dönemlerde takım daha başarılı olmuştu.
Camiada çok güzel bir hava vardı ve bu yüzden gitmemi istememişlerdi.
Sonuçta fazla takım değiştiren bir oyuncu da değilim. 18 yaşından beri
oynuyorum. 30 yaşına geldim. 12 senede sadece üç takım değiştirdim. Bu
da bir istikrarımı gösteriyor. Hiçbir takım başarılı futbolcusunun
gitmesini istemez. Örneğin İspanya’da bizde olduğu gibi futbolcu ismini
haykırmalar yoktur ama Real Sociedad tribünleri yeri geldiğinde benim
ismimle inliyordu.

Real Sociedad formasıyla çıktığın son maç
olan Celta de Vigo mücadelesinde ismini “Yolun açık olsun büyük
futbolcu. Seni asla unutmayacağız” diyerek anons ettiler. O andaki
duygularını ve onlardan ayrılık sürecini nasıl anlatırsın?
Üzüldüm
ama tam zamanında ayrıldım. Benim artık başka bir takıma gidip yeni
heyecanlar yaşamam gerekiyordu. 4-5 sene, uzun bir zaman dilimi.
Yapabileceğim her şeyi yaptığımı düşünüyorum. Ben gittikten sonra küme
düştüler. Ona da çok üzüldüm. Umarım en kısa zamanda çıkarlar çünkü çok
köklü bir kulüp.

Villareal’deki ilk dönemin ise talihsizlikle başladı ve ciddi bir sakatlık geçirdin. O dönemi anlatır mısın?
Evet...
Talihsizlikti ama hiç yılmadım. Ondan sonraki sene zaten lig ikincisi
olduk ve ben 18 gol attım. Orada da çok güzel günlerim geçti.

Şimdi ülkesine dönmüş bir futbolcu olarak geriye baktığında İspanya tecrübesinin sana neler kazandırdığını düşünüyorsun?
Beni
hem saha içinde hem saha dışında olgunlaştırdı. Belki birçok kişi orada
işlerin hep yolunda gittiğini söyleyebilir ama hiç de kolay olmadı.
Giderken “Başarılı olacağım ve kısa süre sonra dönmeyeceğim. Bir şeyler
elde ettikten sonra döneceğim” dedim. Bunu da yerine getirdiğim için
çok mutluyum. Türkiye’yi ve Beşiktaş’ı iyi temsil ettiğim için de
ayrıca gururluyum.

Villereal’deki sakatlığının hala devam ettiği
yönünde iddialar ve bu sebeple transferini eleştirenler var. Bu konuya
açıklık getirebilir misin?
Bilmiyorum ki benim üstüme mi oynuyorlar (gülüyor)...
Şimdiye
kadar bir tane idman kaçırmadım. Bir haftalık idmanla hocam görev verdi
ve sahaya çıkıp elimden geleni yapmaya çalıştım. Şu anda sakatlıktan
eser yok. Tabii ki ağır sakatlıklar yaşadım. Ama hepsi geçti. Sağlam
bir şekilde çalışmalarımı yapıyorum. Tabii sakatlık uzun sürünce
gündeme bunu getiriyorlar.

Beşiktaş’la anlaşma sürecini öğrenmek istiyorum. Bu karara nasıl vardın?
Uzun seneler İspanya’da oynadım ama bu seneye kadar Beşiktaş’tan bu kadar ciddi ve arzulu bir teklif almamıştım.
Sonuçta her şeyi kağıdı döktüğümde pozitif taraflar, Beşiktaş’a dönmem yönündeydi.
Şu
an çok mutluyum. İnsanlar “Son sene fazla oynamadığı için ya da iyi
para aldığı için döndü” gibi yorumlar yapabilirler. Ancak daha önce
burada alacağım paradan daha da büyük teklifler aldım ama dönmedim. Ben
ne olursa olsun mutluyum. Her futbolcu gibi iyi ya da kötü
oynayabilirim ama kimsenin benim iyi niyetimden şüphesi olacağını
sanmıyorum. Sahaya çıktığımda kendi gücüm yettiğince o formayı
terleteceğim. Buraya başarılı olmak, şampiyonluk yaşamak için geldim.

Tekrar yuvaya dönmek nasıl bir duygu?
Öncelikle
verdiğim sözü tuttuğum için çok mutluyum. Giderken “Bir gün Türkiye’ye
dönersem Beşiktaş’ta forma giyeceğim” demiştim. Ve bunu
gerçekleştirdim. Benim için çok heyecan verici. Daha önce birlikte
çalıştığım arkadaşlar da yeni tanıştığım arkadaşlar da var. Çok güzel
bir ortama geldim. Hocamız iyi bir grup kurmuş. Saha içinde ve dışında
birbirine çok destek olan bir ekibiz. Zaten içlerinden tanıdıklarım
olduğundan benim için fazla zor olmadı. Tabii ki yeni futbol anlayışı
ve yeni bir atmosferin içinde olduğum için biraz zamana ihtiyacım var.
Zamanla bu süreci atlatıyorum. Her geçen maçta kendimi daha iyi
hissediyorum.

Döndükten sonra Beşiktaş formasını ilk giydiğin
maç, bir derbi maçı olan Süper Kupa karşılaşmasıydı. Nasıl hissettin
kendini? Eski günler geldi mi aklına?
Gelmez olur mu?.. Ne maçlar oynadık... Ne kadar stresli, ne kadar heyecanlı... Şu anda anlatamayacağım duygular içindeydim...

Teknik
Direktörümüz Mustafa Denizli transferin için “Nihat bir dünya yıldızı.
İlk çalışmada aldığı inisiyatif güzel. İspanyolca ve Türkçe konuşarak
avantaj sağlıyor” yorumunu yaptı... Sen Denizli ile ilgili neler
söylemek istersin?
Hocamıza teşekkür ediyorum. Tabii İspanya’da
oynadığım için önemli bir oyuncu haline geldim. Ama dediğim gibi
mütevazılığımı elden bırakmam ve daha önce yaptıklarımı unuturum. Ben
de Mustafa Denizli ile birlikte çalıştığım için çok mutluyum.
Türkiye’ye gelmiş geçmiş en iyi, en büyük başarıları elde etmiş
hocalardan biri. Ondan çok şey öğreneceğime inanıyorum. Çünkü
öğrenmenin yaşı yok.

İlk idmanından itibaren de genç oyuncularımıza tam bir abi gibi davranmaya başladın...
Elimden
geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Ben kendimi hep onların
yerine koyuyorum. Çünkü ben de onların yaşında A Takım’a çıkmıştım. O
zamanlar abilerimden ne bekliyorduysam ben de onlara onu sunmaya
çalışıyorum. Hataları olduğunda bunların normal olduğunu, başarılı
olduklarında daha hiçbir şey elde etmediklerini, önemli olanın burada
kalıcı olmak olduğunu söylüyorum.

Senin forma giydiğin zamandan bu yana neler değişmiş Beşiktaş’ta?
Öncelikle
çalışma şartları çok değişmiş. BJK Nevzat Demir Tesisleri hakikaten
futbolcunun her türlü rahatlığını sağlıyor. İdmandan sonra yemek yeme,
yatma, zaman geçirme imkanımız var. Benim zamanımda çalışanların çoğu
da devam ediyor. Bu benim için avantaj. Bunun dışında tabii amaçlar hep
aynı. Şampiyon olmak, kupalar almak. Baskı da her zamanki gibi fazla...
Büyük takımlarda olduğu gibi...

Şu anki takımın durumunu nasıl değerlendiriyorsun? “Çifte Kupalı Beşiktaş” unvanımızı devam ettirebilecek miyiz sence?
Tekrar
ediyorum; dünü unutmak lazım... Tabii ki çifte kupa tarihe yazılacak.
Her takıma nasip olmayacak büyük bir başarı. Önemli olan bu unvanı
korumak… Tabii ki kolay olmayacak. Diğer takımlar da güçlendi. Biz lige
şampiyon takım olarak başlayacağız ve bunu devam ettirmek için
elimizden geleni yapacağız. Zaten kaybetmemiz için hiçbir neden yok.
Zamanla daha da iyi bir oyun ortaya koyacağız.

Şampiyonlar Ligi’yle ilgili hedeflerimiz hakkında neler söyleyebilirsin?
Şimdi
“Çıkıp kupayı alacağız” demek hayalcilik olur ve komik kaçar. Sonuçta
oradaki rakiplerimizin gücü de ortada. Bir futbolcuya ödemiş oldukları
parayla Türkiye’de kaç tane kulübün ekonomisi dönüyor. Bu nedenle bizim
ilk hedefimiz gruplardan çıkmak. Bu hırs ve inanç bizde var. İnşallah o
maçlar geldiğinde bunu göstereceğiz.

İlk Beşiktaş dönemini
bilenlerin hatırlayacağı gibi gol attıktan sonra yere yatıp verdiğin
bir poz vardı. Bunu devam ettirmeyi düşünüyor musun?
Nasip olur da
gol atarsam bir kereye mahsus bunu yapmak istiyorum. Tabii o zamanlar
gençtik ve yakışıyordu. Bu yaştan sonra sürekli yapmayı düşünmüyorum
(gülüyor).

Altyapımızda oynayan gençlerimiz için önemli bir
isimsin. Altyapı antrenörlerimiz de eğitimlerinde hepsi seni örnek
gösteriyorlar. Sen genç futbolcularımıza neler söylemek istersin?
Kendilerine
hedef olarak beni almaları çok gurur verici... Onlara işlerini çok
sevmelerini, çok çalışmalarını ve kendilerini geliştirmelerini
öğütleyebilirim. Futbolla yatıp futbolla kalkmaları gerekiyor çünkü her
geçen sene gelişen bir spor futbol. Sadece saha içinde top oynamakla
olmuyor. Dünü unutacaklar ve ileriye bakacaklar...

Teşekkür ederim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hannahvehsmfan.turkforumpro.com/
 
Nihat Kahveci'nin Açıklaması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mustafa Denizli'nin Açıklaması

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiyenin İlk Ve Tek TWİLİGHT Fanı :: Fanatik :: Beşiktaş-
Buraya geçin: